13 Nisan 2017 Perşembe

FERHAT İLE ŞİRİN HİKAYESİ

 ferhat ile şirin ile ilgili görsel sonucu


                                                             FERHAT İLE ŞİRİN EFSANESİ
               Amasya Beyi’nin, güzelliği dillere destan olan bir kızı vardır; bu güzel kızın adı Şirin’dir. Kimler talip olmaz ki bu güzel kıza. Ağalar, beyler, daha kimler kimler... Bir de garip Ferhat vardır, o da âşık olur Şirin'e. Ama kızın babası hiç verir mi Ferhat gibi fakirin birine. Vermez elbet. Ferhat öyle sıradan bir âşık değildir, delicesine sevmektedir Şirin’ini. Amasya Beyi kızını Ferhat'a vermeyecektir, ama yine de zor bir şart ileri sürmekten kendini alamaz. Çağırır bir gün Ferhat’ı huzuruna, der ki: «Ferhat! Kızımı istediğini bilirim; onu sana vereceğim, ama bir şartım var. Eğer onu yerine getirirsen Şirin senin, sen Şirin’in.»
           Ferhat ne desin bu teklife, elbette kabul edecektir. Sesini çıkarmaz. Şirin’in babası şartını ortaya koyar: «Biliyorsun, Amasya’mızın suyu azdır. Eğer Kazankaya Mevkii’ndeki suyu kırk gün İçinde şehrimize getirebilirsen Şirin senin, bilmiş ol!» Kazankaya Mevkii dedikleri yer de öyle pek yakın değildir Amasya’ya- Ama, başka bir ümit yoktur Şirin’e kavuşmak için. «Peki.» der Ferhat ve başlar çalışmaya. Zora dağlar dayanmaz, demişler. Ferhat da bütün gücüyle çalışmaya başlar. Nihayet İşin sonuna yaklaşır. Suyun Amasya’ya gelmesi gün meselesidir. Ferhat’ın içinde Şirin’in aşkı, elinde kayaları parçalayan gürzü, suyu şehre getirme azmî... Ama konrtazlar ki sevdalılar kavuşsun. Araya bir cadı karısını sokarlar. Cadı kadın varır Şirin'in yanına, sanki dünyalar başına yıkılmış gibi perişan bir halde söze başlar: «Ah kızım, sorma başımıza gelenleri... Ferhat suyu getiremedi; hem de kendini kayalardan aşağıya atarak öldürdü. » Şirin nasıl dayansın böyle bir acıya, o nazlı kalp nasıl atar bundan sonra. Artık Şirin’e de yaşamak haramdır, o da kıyar canına. Cadı ise İşini başarmıştır; şimdi sıra Ferhat’tadır. Varır Ferhat’ın yanına. Üzüntülüdür, mahzundur, nerdeyse dili tutulacaktır, bir türlü söyleyemez Ferhat’a: «Ferhat, Bey kızını başkasına verdi, sen daha fie çalışırsın? » Dağlar Ferhat’ın başına yıkılır. Bundan sonra su getirmesinin de bir mânâsı yoktur artık, O da kıyar tatlı canına oracıkta.
Derler ki, Ferhat Dağı’nın tepesinde Üç mezar vardır. Yaz gelince, bunlardan yan tarafta olanlarından İki gül fidanı biter. Biri kırmızı, biri beyaz açar. Ama tam kavuşacakları sırada ortadaki zardan bir diken çıkıp bu kavuşmaya engel olur.

Anlattıklarına göre bugün, Ferhat'ın getirdiği suyun aktığı yerler hâlâ görülmekte ve oralara Fer- frıat Arası denilmektedir.

                                                                                                                    Derleyen:Saim Sakaoğlu

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder