31 Ağustos 2014 Pazar

Korkarım Şiiri Atilla İlhan

ay soluk soluğa 
yıldızlar akla ziyan bir irilikte 
uzaydan yanmış kibrit kokuları 
koklasam korkarım 
koklamasam 
gizli yılan ıslıklarıyla özsuyu zaptediyor 
henüz birer iskelet gibi çıplak 
aşağıdan yukarıya ağaçları 
çiçekleri uyandı uyanacak 
koparsam korkarım 
koparmasam 
öyle yoğun bir elektrikle 
çıtırdar ki saçları 
kim değse tutuşacak 
dokunsam korkarım 
dokunmasam 
gözleri bir yangın başlangıcıdır 
dudakları kırmızı alarm 
uğultusu şehre yayılır 
sokak sokak 
tutulsam korkarım 
tutulmasam

Geç Kalmış Ölü Şiiri Atilla İlhan

Korkacak bir şey yok hesap tamam 
Sıram geldi mi hatta güleceğim 
Kendimi hazırladım biliyorum 
Önce turgut arkasından ömer haybo 
Daha sonra varujan sonra nureddin 
Sonra ben değilsem demokrat toni 
Sonra o değilse mutlaka benim 
Kendimi hazırladım biliyorum 

Aysel'in gölgesine saklandım 
Hep susamışım su içiyorum

Cinayet Saati Şiiri Atilla İlhan

Haliç'te bir vapuru vurdular dört kişi 
Demirlemişti eli kolu bağlıydı ağlıyordu 
Dört bıçak çekip vurdular dört kişi 
Yemyeşil bir ay gökte dağılıyordu 

Deli cafer ismail tayfur ve şaşı 
Maktulün onbeş yıllık arkadaşı 
Üçü kamarot öteki aşçıbaşı 
Dört bıçak çekip vurdular dört kişi 

Cinayeti kör bir balıkçı gördü 
Ben gördüm kulaklarım gördü 
Vapur kudurdu kuduz gibi böğürdü 
Hiçbiriniz orada yoktunuz 

Demirlemişti eli kolu bağlıydı ağlıyordu 
On üç damla gözyaşını saydım 
Allahına kitabına sövüp saydım 
Şafak nabız gibi atıyordu 
Sarhoştum Kasımpaşa'daydım 
Hiçbiriniz orada yoktunuz 

Haliç'te bir vapuru vurdular dört kişi 
Polis kaatilleri arıyordu 
Deli cafer ismail tayfur ve şaşı 
Üzerime yüklediler bu işi 
Sarhoştum Kasımpaşa'daydım 
Vapuru onlar vurdu ben vurmadım 
Cinayeti kör bir balıkçı gördü 

Ben vursam kendimi vuracaktım

Artı Sonsuz Şiiri Atilla İlhan

yağmurun yerden göğe yağdığı 
bu gece yasak bölgedeyim 
büyük çingenelerin çaldığı 
kaçak silahların içindeyim 
sevişmek kapısının kapandığı 

bir nabız yoklar ki daima 
hızlı bir nabız yoklar elim 
öpüştüklerim hırsızlama 
çirkin bir ağızda dişlerim 
bir bıçak değer dudağıma 

gök yarıldıkça şimşeklerden 
soğuk aynalarda kilitliyim 
tırnaklarımdaki elektrikten 
su gibi erir iliştiklerim 
kıvılcımlar uçar kirpiklerimden 

doğumdan öncesini yaşıyorum 
henüz belli olmadı kimliğim 
vücudunu arıyor ruhum 
bir yerde atomun çekirdeğiyim 
bir yerde artı sonsuzum

Adım Sonbahar Şiiri Attilla İlhan

nasıl iş bu 
her yanına çiçek yağmış 
erik ağacının 
ışık içinde yüzüyor 
neresinden baksan 
gözlerin kamaşır 

oysa ben akşam olmuşum 
yapraklarım dökülüyor 
usul usul 
adım sonbahar

Arkamdan Konuşmasınlar Diye Can Yücel

Her Donkişotun bir yeldeğirmeni vardır 
Benim ki Heybeli’de 
Yarı yarıya yıkık 
Üstünde 
Kırmızı üstüne beyaz beyaz harflerle 
Kocaman 
TÜRKİYE HALK BANKASI 
Yazılı 
Vallahi billahi de 
Beş kuruş almadım o reklam için

Yaprak Dökümü Şiiri Can Yücel

Sararıp dökülmeden önce kızaran yapraklar ki onlar 
Şan verdiler ortalığa bütün bir sonbahar 

Mevsim dönüp de yeniden yeşermeğe başlayınca rüzgar 
Çıplaklığında o atın yine onlar koşacaklar 
O çocuklar 
O yapraklar 
O şarabi eşkiyalar 

Onlar da olmasa benim gayrı kimim var?

Ukde Şiiri Can Yücel

Dünyamın güzeli martılar 
Sizden nasıl da yok yere korkmuşum 
Kaşık Ada’nın orda! 
Dalın üstüme dalın 
Vurun beni, urun 
Denizanası kokan gagalarınızla! 
Ah sizden ben nasıl da yok yere korkmuşum! 
Bilmiyordum ki çünkü 
Ben hem balığım hem kuşum 
Ben ama hala anlayamıyorum ki 
Bunca zaman niye sizden ayrı oturmuşum

AKİS Can Yücel

Sen çaldıkça Teodorakis 
Bir mor yağıyor üstüme... 
Dudaklarım öpüşmekten mosmor... 
Bir putum sanki ilahilerle 
denize fırlatılmış 
Ve bir deniz yağıyor üstüme 
Bakma sen sevgili Teodorakis 
Açgözlü güvercinlerin didiştiklerine! 
Avluların o en çakırkeyiflisine 
Mısır daneleri gibi serpilmişler ama 
Mısır danesi değil ki bu adalar 
Ne de biz güverciniz... 

Sekerek o güneş güzeli çakılların üzerinden 
Çıplak ayaklarımızın su sesleriyle 
Birbirimize 
Ve kendimize 
Bilakis 

Sen çaldıkça Teodorakis 
Bir mor yağıyor üstüme

AKDENİZ YARAŞIYOR SANA Can Yücel

Akdeniz yaraşıyor sana
Yıldızlar terler ya sen de terliyorsun
Aynı ıslak pırıltı burun kanatlarında
Hiç dinmiyor motorların gürültüsü
Köpekler havlıyor uzaktan
Demin bir çocuk havladı
Fatmanım cumbadan çarşaf silkiyor yine
Ali dumdum anasına sövüyor saatlerdir
Denizi tokmaklıyor balıkçılar
Bu sesler işte sessizliğini büyüten toprak
O sesinin sardunyalar gibi konuşkan sessizliği
Hayatta yattık dün gece
Üstümüzde meltem
Kekik kokuyor ellerim hala
Senle yatmadım sanki
Dağları dolaştım
Ben senden öğrendim deniz yazmayı
Elimden düşmüyor mavi kalem
Bir tirandil çıkar gibi sefere
Okula gidiyor öğretmenim
Ben de ardından açılıyorum
Bir poyraz çizip deftere
Bir ada var sırf ebabil
Dönüyor dönüyor başımda
Senle yaşadığım günler
Gümüş bir çevre oldu ömrüm
Değince güneşine
Neden sonra buldum o kaçakçı mağarasını
Gözlerim kamaşınca senden
Ölüm belki sularından kaçırdığım
O loş suda yıkanmaktır
Durdukça yosundan yeşil
Kulaç attıkça mavi
Ben düzde sanırdım yıkıntım
Örenim alkolik asarım
Mutun doruğundaymışım meğer
Senle çıkınca anladım
Eski Yunan atları var hani
Yeleleri bükümlü
Gün inerken de öyle
Ağaçtan izdüşümleriyle
Yürüyor Balan tepeleri
Yürüyor bölük bölük can
Toplu bir güzelliğe doğru
Kadınım Yaraşıyorsun sen Akdenize
Yazar : CAN YÜCEL

EGZİSTANYALİZM

Temsilcileri


  • Sanat politikayla iç içedir
  • Yazar çağının tanığı olmalıdır
  • Düşünüyorum öyleyse varım görüşü
  • Birey her eyleminden sorumludur
  • Bir insanın kendini yaratacağına inanırlar
JEAN PAUL SATRE
ALBERT CAMUS

SÜRREALİZM

Temsilcileri
Türk Temsilcileri
 
  • Freud felsefesi
  • Önemli olan bilinçaltı
  • Gerçek üstücülük
 

DADAİZM

Temsilcileri
Türk Temsilcileri
 
  • Kuralsızlığı kural edinme
  • Bireyi aklın tutsaklığından kurtarma
  • Akıl dışılığı, kuralsızlığı, değişmeyi savunmak
  

FÜTÜRİZM


Temsilcileri
Türk Temsilcileri
 
  • Makineleşmeye hayranlık
  • Hızı ve dinamizmi sevme
  • Gemilere ocaklara övgü
 
NAZIM HİKMET

EKSPRESYONİZM


Temsilcileri
Türk Temsilcileri
 
  • Önce resim sonra edebiyat
  • Şairin görevi dış dünyanın anlamsızlığına   anlam kazandırmaktır.
FRAZ KAFKA
J. S. ELİOT
J. JOYCE
 

EMPERYONİZM

Temsilcileri
Türk Temsilcileri
 
  • Önce resimde sonra edebiyatta
  • Dış dünya olduğu gibi aktarılamaz
  • Dış dünyayı algıladıkları biçimde aktarmışlar   sanatçının dış dünyadan sezdiklerini anlatabileceğine inanmışlar
  • Sanat toplum için
  • Şiirde biçime uyağa önem vermezler
ARTHUR RİMBAUD
PAUL VERLAİNE
 

SEMBOLİZM

emsilcileri
Türk Temsilcileri
 
  • Gerçek anlatılamaz
  • Dil ve üslup mükemmelliği
  • Kapalı ve yazma açık anlatım
  • Musiki önemli
  • Gördüklerini değil sezdiklerini anlatan   sanatçılar
C. BAUDELAİRE
MALLARME
PAUL VERLANİNE
ARTHUR DRİMBAUD
PAUL VALERY
CENAP ŞEHABETTİN
AHMET HAŞİM

PARNASİZM


Temsilcileri
Türk Temsilcileri
 
  • Şiir akımıdır
  • Şiirde gerçekçilik
  • Şiir emek işidir
  • Seçkin kişilere hitap
  • “Sone” nazım biçimi
  • Gözlem ve dış dünya yansıtılmış
 
TEVFİK FİKRET
Y. KEMAL BEYATLI

NATURALİZM

Temsilcileri
Türk Temsilcileri
 
19. yy. İkinci yarısı
  • Realizmin bir üst boyutu
  • Deney ve anket
  • Soyaçekim
  • Sokak dili edebiyata girer
  • Sosyal gerçekçilik
  • Tezli roman
EMİLE ZOLA
A. DAUDET
MAUPASSANT
J. STEİNBACK
HENRİK İBSEN
N. NAZIM
H. GÜRPINAR