26 Aralık 2015 Cumartesi

Aöf Edebiyat Ders Notları - 18. Yüzyılda Mahalli-Folklorik Üslup

18.YÜZYILDA MAHALLİ-FOLKLORİK ÜSLUP
II. ÜNİTE

v     16. yüzyıldan itibaren divan şiirinde görülen yerlilik arzusu; günlük hayat sahnelerinin, konuşma kalıplarının ve mahallî konuların şiire yansımasıdır.
v     Mahallileşme , Necatî, Zatî, Bakî, Şeyhülislam Yahya ve Sabit üzerinden Nedim’e ulaşır.
v     18. yüzyılda mahallîleşme, Nedim’in adı ile özdeşleşir.
v     Sebk-i Hindî, 18. yüzyılda İran’da revaçtan düşer.
v     18. yüzyılda mahallîleşmenin göstergelerinden biri de divan şairlerinin hece ölçüsüne rağbet etmeleridir.
v     Hece vezni, mahallîleşmenin bu yüzyıldaki en belirgin göstergesi olur.
v     Lale Devri’nin reis-i şuarası Seyyit Vehbî, ünlü vekâletnamesinde hece ile yazanları küçümsemiştir.
v     III. Ahmet (necip),  torunu III. Selim (İlhamî) ve IV .Murat’ın (Muradî) hece ile söyleyen şair padişahlardır.
v     Nahifî ve Razî hece vezniyle söylemiştir.
v     Vahit Mahtumî asrın heceyi en fazla kullanan şairidir.
v     Hece ölçüsü, bütün Osmanlı çağları boyunca en etkili çıkışını Mahtumî’nin otuz iki şiiriyle değil, Nedim’in iki ve Şeyh Galip’in bir şiiriyle yapar.
v     Nakkaş Levnî ile klasik Türk müziğinin ünlü ustaları Itrî, Burnaz Hasan Çelebi ve Tanburi Mustafa Çavuş’ hece ile güfteler yazmıştır.
v     Atasözü ve deyimlerle örülü şiir tarzını Necatî’yle zirveye taşıyan gelenek, etkisini bu yüzyılda daha da genişletir aruza girer.
v     Geleneğin en önemli ahenk unsurları olan kafiye ve redif, Türkçe yazılır . Türkçe söz öbeklerinden oluşan uzun redifler çoğalır. İkilemelerin redif olarak kullanımı yaygınlaşır.
v     Sabit, yazdığı hezellerle onu çok daha ölçüsüzce takip eden Kuburizade Hevayî ve onlardan sonra yetişerek bu cereyanı estetik zirvesine ulaştıran Nedim, 18. yüzyılda mahallîleşme eğilimini yönlendiren üç isimdir.
v     Nedim’in incelik ve coşkusu, takipçileri Vahid Mahtumî ve İzzet Ali Paşa’da yaşamaya devam eder.
v     Hevayî ve Sabit’in üslupları ise iç içe geçerek Sürurî, Kânî ve Enderunlu Fâzıl üzerinde etkili olur.

           NEDİM’İN HAYATI ŞAİRLİĞİ VE ESERLERİ
                 
v     Asıl adı Ahmet’tir. İstanbulludur.
v     Babası Kadı Mehmet Efendi ise Sultan İbrahim devri kazaskerlerinden Merzifonlu Mustafa Muslihittin Efendi’nin oğludur. Kazasker Muslihittin Efendi bazı kötü alışkanlıklarından ötürü ulema ve halk tarafından sevilmediği için kendisine çirkin lakaplar takılmış, Mülakkap Mustafa Efendi diye tanınmıştır.
v     Dedesine takılan lakaplardan ötürü Osmanzade Taip gibi bazı şairler Nedim’den mülakkabzade diye bahsetmişlerdir.
v     Hezel: Şaka, latife ve alay içerikli şiirlere denir.
v     Ahmet Nedim iyi bir eğitim görmüş; döneminin klasik ilimlerini tahsil etmiş, Arapça ve Farsça’yı bu dillerde şiir yazacak kadar öğrenmiştir.
v     İbrahim Paşa, 1716 yılında mirahurluğa, ardından rikab-ı hümayun kaymakamlığına atanır.
v     İbrahim Paşa’yı takdir eden, öven şairlerin içinde Nedim en başarılı olanıdır.
v     Molla Kırımî Medresesinde, Nişancı Paşa-yı Atik Medresesinde görev yapan Nedim, Sahn Medreseleri müderrisliğine yükselir. Sekban Ali Paşa Medresesinde müderris iken Patrona Halil İsyanı patlak verir . Şair isyan sırasında ölür
         ŞAİRLİĞİ

v     18. yüzyılın başında gazelde hikemî tarzın büyük temsilcisi Nâbî’nin, kasidede Nef’î’nin etkisinin revaçta olduğu şiir ortamına ilk adımını atan Nedim, çok geçmeden Nedimane denilen yeni bir tarz geliştirmiştir.
v     Bu tarzın esasını; söyleyiş mükemmelliği, yerlilik arzusu ve Nedim’e özgü edâ oluşturur.  Mahlas kullanmaz..
v     Nedim’in bentlerden oluşan nazım biçimleri (musammat) arasında en çok tercih ettiği biçim, murabbadır. Murabbaların şarkı formunda bestelenmesinden ötürü Nedim şarkı şairi olarak da tanınır. 
v     Nedim, şiir lügati zengin olmayan şairlerdendir. Bulduğu bir imajı veya hoşuna giden benzetme unsurlarını tekrar tekrar kullanır. Onun asıl kudreti dili kullanmadaki ustalığında saklıdır. Konuşma dilinden gelen söyleyişleri kullanmadaki dehası ve ahengi sağlamadaki titiz işçiliği onu çağdaşlarından ayırır.  
v     Kafiye, redif ve vezin kullanımındaki başarısı, şiirlerinde ritmik akışkanlığın sağlanmasında etkili olmuştur. Redif ve kafiye kullanımında geleneğe bağlı olan şairin ara sıra Türkçe kelime ve eklerle yaptığı kafiyelerdeki doğallık, daha önceki şairlerde az rastlanan bir özelliktir.
v     Nedimane denilen tarzın önemli özelliklerinden bir diğeri, yerlilik merakıdır. Nedim, divan şiirinde Necatî’yle belirginleşen, Bakî ve Şeyhülislam Yahya gibi şairlerin eserlerinde mükemmelleşen mahallîleşme deneyiminin 18. yüzyıldaki en büyük temsilcisidir.
v     Onun, şiirlerinde halk edebiyatına yakınlaşması, İstanbul hayatından sahneler sunması, gerçek hayattan alınan unsurları kullanması, günlük dilden gelen konuşma kalıplarına ve deyimlere yer vermesi yerlilik arzusunu gösteren unsurlar olarak görülmektedir.
v     Damat İbrahim Paşa’nın Osmanlı kültür ve sanat hayatında gerçekleştirmeye çalıştığı hamleye Nedim şiirleriyle, Itrî besteleriyle, Levnî mücessem nakışlarıyla katkıda bulunmuştur .
v     Nedim’in şiirlerinde önceki asırların şairlerinde görülen tasavvufi derinlik ve zihnî tasarruflara dayalı ustalık merakı yoktur.
v     Nedim, başta Fuzulî olmak üzere pek çok usta şaire nazire söylemiştir.
v     Razî, Neşatî Dede ve Tıflî’nin gazellerine tahmis;
v     Nedim-i Kadîm ile İzzet Ali Paşa’nın şiirlerine taştir yazmış;
v     Enverî, İbrahim Paşa ve Sultan Ahmet’in mısra ve beyitlerini tazmin etmiştir.
v     “gibi” redifli kasidesinde İran şairlerine âdeta meydan okuyan Nedim, Türk şairlerinden kasidede Nef’î’yi;
v     gazelde Bakî ve Yahya’yı;
v     mesnevi tarzında Atayî’yi
v     rubaide ise Haletî’yi beğendiğini söylemiştir .
v     Özellikle ilk kasidelerinde Nefî etkisine  açık olan Nedim, gazelde de kendisini Bakî’nin mirasçısı sayar.
v     Nedim , Namî mahlasıyla şiirler söyleyen Safevi elçisi Murtazakulu Han’a nazireler söyler .
v     Raşit ve Asım gibi XVIII. yüzyılın iki vakanüvis şairi Nedim’i takdir etmekle kalmayıp şiirlerini tanzir etmişlerdir.
v      18. yüzyıl şairlerinden Kâmî, Neylî, Asım, Atıf, Raşid, İzzet Ali Paşa, Seyyid Vehbî, Samî, Kelîm ve Pertev gibi şahsiyetlerin de Nedim’e nazireleri vardır.
v     Şeyh Galip de Nedim’in şiirlerini tanzir etmiştir.
v     19. yüzyılın ilk yarısında Nedim’in en büyük takipçisi Enderunlu Vasıf’tır.
v     Tanzimat dönemi şairlerini de etkileyen Leskofçalı Galip, Nedim’in etkisinde kalan bir başka şairdir.
v     Tanzimat edebiyatının önde gelen simalarından Namık Kemal, Nedim’i Türk dilinin en büyük şairi sayar .
v     Edebiyat-ı Cedide şairlerinin benimsedikleri dil anlayışı, Nedim’in söyleyişine dikkat etmelerine engeldir.
v       “Aveng-i Tesavir”de eski şairlerin daha çok mizaçlarıyla ilgili özelliklerini vurgulayan Tevfik Fikret, Nedim’in mizacını, tavrını, döneminin içindeki yerini ayrıntıya inen çizgilerle tespit eder .
v     Halil Nihat , Nedim Divanı’nı neşreder .  
v     Ahmet Haşim, Akşam’da yayımlanan “Nedim Divanı’nın Yeni Tab’ı” başlıklı yazısıyla edebiyat ortamında oluşan popüler Nedim imajını öteleyerek şairin gerçek kimliğine dair tespitlerde bulunur .
v     Cumhuriyet döneminde Nedim’in hayatı, Halit Fahri Ozansoy’un Nedim; Faik Ali Ozansoy’un da Nedim ve Lale Devri oyunlarına konu olur.
v     Halit Fahri, “Bugünkü Sadabad” şiirinde Lale Devrini derin bir özleyişle yâd eder.
v     Musahipzade Celal, Lale Devri adlı şarkılı tarihî operetinde Nedim’in şiirlerine yer verir ve oyun sahnelenirken bu güfteler Suphi Ezgi tarafından bestelenir.  
v     Modern Türk edebiyatında eserinden çok, fantastik öğelerle süslenmiş yaşama biçimiyle hatırlanan ve eleştirilen divan şairlerinin başında Nedim gelir.  
v     Lale Devri ve Nedim’e dair oluşan imaj, sanat ve edebiyat çevrelerince de paylaşılır. Bu algılamanın farklı yansımalarını Cahit Sıtkı Tarancı, Faruk Nafiz, Ümit Yaşar Oğuzcan, Ercüment Behzad Lav, Metin Altıok, Sezai Karakoç, Melih Cevdet Anday ve Attila İlhan’ın Nedim’e ayırdıkları dizelerinde görürüz.
        ESERLERİ

v     NEDİM DİVANI :  Nedim’e asıl şöhretini kazandıran eseri, divanıdır.
v     Şairin hayattayken divan tertip edip etmediği bilinmemektedir.

v     Bakü Elyazmalar Arşivi No.11627’de kayıtlı bulunan Nedim Divanı nüshası..

v     Nedim Divanı’nın bilinen en eski tarihli nüshası,  Türk Tarih Kurumu Kütüphanesi Y.13 numaradakayıtlı olan nüshadır.

v     Nedim Divanı’nın yurt içi ve yurt dışındaki kütüphanelerde kırk beş kadar yazma nüshası vardır.

v     Eser, üç kez eski harflerle basılmıştır: Divan-ı Nedim ,Bulak Matbaası (tarihsiz) ; Divan-ı Nedim, İstanbul  ;  Halil Nihat ‘ın Nedim Divanı..  İlk iki baskı oldukça eksiktir ve yanlışlarla doludur.

v     Halil Nihat, Nedim Divanı’nı hazırlarken matbu iki nüshanın yanı sıra eserin yirmi yedi yazma nüshasını kullanmıştır. Bu baskının “Lügatçe” kısmında Nedim-i Kadîm Divançesi de yer almaktadır .

v     Abdülbaki Gölpınarlı, Mevlana Müzesine bağışladığı bir nüsha ile Halil Nihat neşrini kullanarak Nedim Divanı’nı yeni harflerle yayımlamıştır . İkinci baskıya Süleymaniye Kütüphanesi Halet Efendi 763’te kayıtlı mecmuadaki farklı beyitleri de ilave etmiştir .

v     Son olarak Muhsin Macit, eserin bilinen bütün yazma nüshalarını değerlendirmek suretiyle Nedim Divanı’nın tenkitli metnini doktora tezi olarak hazırlamış , Akçağ Yayınevi bu metnin popüler neşrini yapmıştır .

v     SAHAİF’ÜL- AHBAR : Nedim, Müneccimbaşı Ahmet Âşıkî ’nin Camiü’d-Düvel adlı Arapça eserini Türkçe’ye çevirerek Sahaifü’l-Ahbar adını vermiştir. Nedim’in on yılda tamamlayarak  İbrahim Paşa’ya sunduğu bu çeviri, 1285 yılında İstanbul’da basılmıştır.

v     AYNI TARİHİ : Bedrettin Mahmut bin Ahmet tarafından yazılan Ikdu’l-Cüman fi Tarihi Ehli’z-Zaman adlı İslam tarihi, Nedim’in de içinde bulunduğu tercüme heyetince çevrilmiştir.


Aöf Edebiyat Ders Notları ile ilgili gelen aramalar ;
aöf edebiyat ders notları pdf
aöf edebiyat ders notları indir
aöf edebiyat ders anlatımı
aöf edebiyat 2 sınıf ders notları
aöf edebiyat bölümü
aöf edebiyat dersleri
aöf edebiyat ders notları özetleri
aöf edebiyat çıkmış sorular

18. yüzyıl edebiyatı ile ilgili aramalar;
18 yüzyıl ingiliz edebiyatı
18 yüzyıl türk edebiyatı
19 yüzyıl edebiyatı
17 yüzyıl edebiyatı
18 yüzyıl divan edebiyatı
18 yüzyıl divan edebiyatı şairleri
aöf 18 yüzyıl türk edebiyatı
17. yüzyıl edebiyatı genel özellikleri

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder