1- Zikreden kimse her an Rabbini hatırlar.
2. Allah-u Teàlâ, zâkir kulundan râzı olur. Allah razı olduktan sonra, daha ötesi kalmamıştır. Allah diyen insandan Allah-u Teàlâ hoşnud oluyor. Onun için en büyük nîmet Allah-u Teàlâ'nın zikridir.
3. Zikir kalbden gam, kaygı, gussa ve kederleri giderir. Zikreden insan gam, gussa keder nedir, bilmez.
--Canım gamsız insan olur mu?..
Olmaz ama, "Sahibi olan Allah'tır, bunu bana vermiş." der. İsmâil Hakkı Hazretleri'nin dediği gibi, "Lütfun da hoş, kahrın da hoş!" der
İyi şeyler gelirken ne güzel; ama kötü şeyler gelince, "Ooof!" diyoruz. Yok, "Lütfun da hoş, kahrın da hoş!" diyeceğiz. Yâni altın da hoş, bakır da hoş... Senin indinde altın ile demir, altın ile taş bir olunca; "Kahrın da hoş, lütfun da hoş!" olunca; o zaman ne gam kalır, ne gasâvet, ne keder kalır. "Hepsi Allahımdan!" der.
4. Zikir kalbe ferah, sürûr ve genişlik verir. Allah dedikçe kalbde inşirah hasıl olur. İnsan sıkıntı bilmez, kalb genişliği olur.
5. Zikir kalbi ve yüzü nurlandırır. Allah diyen insanların yüzlerinde bir nur vardır.
Onun için hristiyanlara bakınız, yüzlerinden bellidir hristiyanlar! Niçiin?.. Nurları yoktur. Hele biraz ihtiyarladılar mı, meymenetsiz bir hale gelirler. Hep bu Allah'ın nurundan mahrum oluşlarındandır.
Müslümanlar ihtiyarladıkça nurlanırlar, nurları artar. Bu, Allah'ın zikrinin bir ihsânıdır.
6. Zikir kalbi ve bedeni kuvvetlendirir. Zikrullahla meşgul olan insanların hem kalbi kuvvetli olur, hem de bedeni kuvvetli olur.
7. Zikir rızkı da celb eder. Allah-u Teàlâ'nın ismini anmak suretiyle rızkın bollanır, genişler. Cenâb-ı Hak esbâbını halk eder, kolaylıkla ve rahatça merzuk olursun.
8. Zikir, sahibine mehâbet, halâvet, güzellik ve parlaklık verir.
9. Ruh-u İslâm olan zikri yapan zâkire, Allah-u Celle ve A'lâ sevgisini ihsân eder.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder